AIDS NEDİR?
AIDS, insanın savunma sisteminin çökmesi demektir.
AIDS, maneviyatsızlığın ve gayri meşruluğun sebep olduğu felakettir.
AIDS, tedavisi olmayan kara ölümdür.
AIDS virüsü, bir ağacı içten kemiren ağaç kurdu gibi insanı içten kemiren, yiyip bitiren bir kurttur.
Bediuzzaman, Dabbet’ül- arz ile ilgili bilgi verirken şöyle der:
“Dabbet’ül- arz, insanın kemiklerini ağaç kurtları gibi kemiren ve dişinden tırnağına kadar yerleşen bir derttir. Müslümanlar imanları ve bu günahlardan kaçınmaları ile bu beladan muhafaza olurlar.” (Şualar:497)
AIDSin tedavisi mümkün değil. İnsanlık ve ilim bu musibet karşısında aciz kalmıştır. Virüs devamlı şekil değiştirdiği için tedavide sonuç alınamıyor.
Fuhuş ve homoseksüel hastalığı olarak bilinen AIDS, cinsi temas yolu ile, enjeksiyon, kan, organ nakli yolu ile masum insanlara bulaşıyor.
Belirtileri ise; ateş, terleme, kilo kaybı, lenf bezlerinde şişme, yorgunluk, iştahsızlık, ağızda beyaz benekler, deride koyu renkteki lekeler olarak özetlenebilir.
Bulaşma yolları arasında tokalaşma, öpüşme, ter, tükrük, dışkı, çeşme muslukları, kapı kolları, öksürük, çatal, kaşık, bıçak, aksırmak, yüzme havuzları, deniz, hamamlar da unutulmamalı ve çok dikkat edilmelidir. Hatta diş fırçası, havlu, tabak, bardak müşterek kullanılmamalıdır.
AIDS, ilk Amerika’da New York şehrinde eşcinseller arasında görülmüş ve aynı yolla dünyaya yayılmıştır.
Türkiye’de 1981 yılında görülmüştür.
AIDS, bulaştığından birkaç ay sonra beş yıla kadar ortaya çıkabilir.