AIDS HIZLA YAYILIYOR

            AIDS, inanılmaz hızla yayılıyor. Her yılda katlayarak artıyor. AIDS ile mücadele örgütü UNAIDS’in açıklamasına göre dakika da 11 kişi AIDS’e yakalanıyor. Dünyanın her yerinde kontrol dışı yayıldığı bildirilmiştir. Milyonlarca insan AIDS ten ölüyor. Hastalık ise gizleniyor.

            Henüz AIDS’in tedavisi yok. AIDS hastalığının virüsü yeni değil. İlk AIDS hastası, 1959 yılında tespit edilmiştir. Hangi ülkeye bakarsanız bakın, AIDS’in bilançosu ağır. Buna rağmen 1- Aralık Dünya AIDS Günü ve haftası bazı tedbirlerin konuşulması, bazı açıklamaların yapılması dışında AIDS’le fazla ilgilenildiği, halkın bilgilendirdiği söylenemez.

            Toplantılarda şok eden raporlar sunuluyor, basın bu raporları yayınladığı ayni sayfada fuhuşun adeta reklamını yapıyor.

            Verilen bilgilere göre hastalığa yakalananlar arasında gençlerin sayısı daha fazla. Erkeklere nazaran kadınların sayısı da daha fazla. Küçücük çocuklar bile ana karnında doğarken ve süt emerken hastalığa yakalanabiliyor.

            Hasta, kendisini neyin hasta ettiğini bilemez. Hastada, yorgunluk, zayıflama, yüksek ateş, aşırı terleme, salgı ve lenf bezlerinin kabarması, ağızda lekelerin oluşması, sürekli ishal, uzun süren kuru öksürük gibi tıbbın hemen hemen her dalını ilgilendiren belirtiler olarak ortaya çıkar.

            Tıp ilim adamları bütün araştırmalara rağmen bir netice alamamıştır. Çağın vebası olarak tanınan hastalığın yayılmasını önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmaması sonucu bütün dünyada yayılmaya devam etmektedir.

            Bilhassa dış ülkelerden gelen kadınlar bu hastalıkla beraber yaşıyor. AIDS’in yaygın olduğu ülkeler, fuhuşun en çok yaygın olduğu yerlerdir.

            Yetkililerin açıklamalarına göre AIDS, nükleer dehşetten çok daha kötü bir

AIDS patlaması olacaktır. Bugüne kadar bildirilen rakamların çok üstünde AIDS’li vardır.

            Türkiye’den sadece bir mazbut ilimizden bir örnek verelim:

            Erzurum’da fuhuş yaparken yakalanan Ukrayna uyruklu fahişe Oksana Topor’un (28) AIDS mikrobu taşıdığı ve 3 ay içinde 1350 erkekle ilişkiye girdiği tespit edildi. ( 29-12-2003 Gazeteler)

            Bu korkunç olayı, basın yayın organlarımız kadının basına ve halka teşhir edilip edilemeyeceğini günlerce tartışmış, tehlikeyi göz ardı etmiştir.

            24-10-2000 tarihinde yetkili bir ağızdan yapılan açıklama şöyle:

            “AIDS ile Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Melahat Okuyan, AIDS olgusunun dünyada giderek yayıldığına dikkat çekerek, “ dünyada artık yeni bir AIDS’li çocuk nesli yetişiyor. Taşıyıcı anne babadan doğan çocukların bakımını üstlenecek kimse yok. Bu çocuklar yetim kalacak. En büyük sorun bu. 2010 yılında 44 milyon çocuğun AIDS’ten etkileneceği belirtiliyor” diye konuştu.  

            Prof. Dr. Okuyan, AIDS hastalığının “asrın vebası” olarak nitelendirilmesinin yanlış olduğunu vurgulayarak “hiç olmazsa vebanın aşısı var” dedi.  

            Türkiye’de AIDS danışma merkezlerinin olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Okuyan, özellikle gençlerin bu tür merkezlere büyük ihtiyaç duyduklarını dile getirdi. Okuyan, ilk basamak olarak kentin her bölgesini bir ağ gibi saran sağlık ocakları bünyesinde “AIDS Danışma Merkez”leri oluşturulabileceğini kaydetti.

            Gençlerin AIDS’i çok iyi tanıdıklarını, ama (Bana tesadüf etmez) anlayışıyla davranışlarına yansıtmadıklarını ifade eden Prof. Dr. Okuyan, hastalığa karşı radikal önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.”

            AIDS’ten korunmak için ilim adamlarının açıklamalarına dikkat etmek en akılcı çözüm olarak tavsiye edilmektedir.

            BM tarafından yayınlanan istatistiklere göre günde 16 bin kişinin AIDS’e yakalandığı bildirilmiştir. (03-03-1998 Türkiye)

            Özellikle kara Afrika’yı AIDS’in imha edeceği, bilhassa aile yapısı çöken ülkelerde tehlike geliyorum diyor.

            Bugün ABD’de yılda 40 bin kişinin AIDS’e  yakalandığı, 104 bin çocuğun tecavüze uğradığı, kadınlardan % 22’sinin gasp ve tecavüze maruz kaldığı ve 12 milyon kişinin cinsel bulaşıcı hastalık taşıdığı belirtilerek kurtuluşun okullarda cinsel eğitimden değil, iffet, duygusallık ve evlilikte olduğu kaydedilmiştir. Cinsel hastalıklara ve istenmeyen hamileliğe karşı kesin çözümün meşru evlilikte olduğu bildirilmiştir.(0507-2001 Akit)

            AIDS, ekilen çılgınlık, ahlaksızlık tohumlarının acı meyveleridir.

            Amerika’da fuhuşla mücadele derneği kurulmuş, ikinci yıl fahişeler derneğin yapılan kongresinde derneği ele geçirmiştir. Homoseksüellik Amerika’yı Avrupa’yı etki altına almıştır. Resmen erkekle erkeğin nikahı kıyılmaktadır. Homoseksüeller her hakka sahiptir.

            Amerika’da Adam City lisesinde öğrencilerin hamile kalmalarını önlemek için kondom dağıtılınca, hamile kalan öğrencilerin sayısı % 31 arttı. Amerika’lı Dr. K. Hein: “ AIDS virüsü, ortaokul ve lise çağındaki gençler arasında, sessizce ve hızla yayılıyor. Milyonlarca genç tehlike içinde”. (15-05-1996 Yeni şafak)

            “ Avrupa, önce okullara cinsellik dersi koydu. Daha sonra okullara kondom (prezervatif) makineleri koydu. Hiçbir yasak ve haram tanımayan batı insanı, seksi yeni bir din olarak görmeye başladı. Evlilik ve aile günden güne çöktü. Çocuk yaştaki gençlerin ilişkileri adeta teşvik edildi. Batı hükümetlerinin tek kaygısı, artık iffet ve namus değil, sadece gençlerin birbirleriyle özgürce çiftleşmeleri, fakat bunu yaparken AIDS hastalığına yakalanmamaları oluyordu. Bir haberde:

            Fransa’da Sida dedikleri AIDS hastalığına yakalanmamaları için liselerde devletin yeterli önlemleri almak için var gücü ile çalıştığı bildirildi.” (18-5-1995Vakit Gazetesi)

            “Kuzey Avrupa’da doğan her iki çocuktan biri gayri meşru, İzlanda’da doğum yapan kadınların % 56.4’ünün bekar olduğu açıklandı.” (12-11-1992 Türkiye)

            Afrika’nın manzarası da kısaca şöyle:

            “Kara kıtanın sorunları sadece sınır anlaşmazlıklarıyla ve iç çatışmalarla sınırlı değil. Sorunlar yığınla. Açlık, çöken ekonomiler, AIDS, hızla tırmanan ırkçılık…

            Hiç şüphesiz AIDS kara kıtanın kara belası adeta. Kıtada yaşayan AIDS trajedisi gerçekten küçümsenmeyecek boyutlarda. Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamlarına göre Afrika’da Sahara Çölü’nün güneyinde 23 milyon kişi  AIDS’li, bu güne kadar HIV/ AIDS’ten hayatını kaybeden toplam 13 milyon kişiden 11 milyonu, Afrika kıtasının güney ülkelerindeydi. Afrika’daki AIDS salgının boyutlarını yansıtan istatistikler,  salgının toplumsal birçok felakete de yol açabileceğini gösteriyor. Güney Afrika Cumhuriyeti, dünyanın en hızlı artan HIV bulaşma oranı sergiliyor; ülkede 4.2 milyon kişinin, yani nüfusun yaklaşık %10’unun HIV virüsü taşıyıcısı olduğu tahmin ediliyor.  (Altınoluk sayı: 172 – Haz. 2000)

Hindistan’ın durumu pek farklı değil.

            Nüfusu 1 milyarı aşan Hindistan’da milyonlarca kişi tehlikeli biçimde yayılan AIDS virüsüne yenik düşüyor. Bombay’daki Falkland caddesi boyunca dizilen genelevler, AIDS virüsünün yayılmasında en büyük etken. Hindistan genelinde her üç fahişeden birinin AIDS virüsü taşıdığı bildirildi. Her gün binlerce kişinin tedavi altına alındığı Rwanda’daki Kigalı Hastanesi, hastaları yatıracak yer bulamayınca, bir yatağa iki-üç hasta birden almaya başladı. 1989’dan beri aynı yatakta ölümü bekleyen Augustine Akizanarah ve karısı her geçen gün bir mum gibi eriyor. (06.07.1992 – Türkiye)

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir