AHLAK ALKOL İLE GERİLER
Ferde zarar veren şey topluma da zarar verir. Toplumun ahlâkı içki ile geriler. Yuvalar içki ile yıkılır. İçki, ahlâkın ve insanlığın düşmanıdır. İnsanlığın içki ile elde edilebileceği bir kazanç yoktur.
Gözünü bile kırpmadan şişeleri boşaltan kabadayılara, ucuz yiğitlik, sahte kahramanlık taslayan, içkinin taç giydirdiği ve tahta oturttuğu ayyaşlara inanılamaz. Çünkü içki, irade zayıflığı, güvensizlik ve iktidarsızlık eseridir. Ruhî, ailevî ve ahlakî problemlerin doğurduğu bunalımın işaretidir.
Atalarımız: “Arayan mevlâsını bulur, arayan da belâsını bulur” demişlerdir. İçki insanın kendi eli ile bulduğu belâdır. İnsanın “Şerefe” diye kaldırdığı her kadeh, sürahi ölçüsünde şerefi yok eder. Her içki meclisi, sonunda mutlak pişmanlık verir. Giydirdiği taç çabuk düşer. Oturttuğu taht da çabuk kaybolur.
İçkinin yaptığı ve sebep olduğu kötülüklere bakıp Şekspir: “Ey içki senin adın olmasaydı sana iblis derim” demiştir. Yusuf Has Hacip de içkinin kötülüğünü şöyle anlatır:
“İçki o kadar kötüdür ki, onu içen alimler cahil olur
Artık cahil sarhoş olmuşsa daha neler olur, neler
Şarap içme şarap içen insanın uğuru kaçar
Sarhoşluk adamın adını budalaya çıkarır.”
İçki insanı aptallaştırır. Hz. Ömer’in ifadesi ile: “İçki insanın aklını örter. İçkinin yaptırdığı ve ortaya koyduğu ayıbı hiçbir şeyle örtmek mümkün değildir.”
Ziya Gökalp: “Sarhoşluk insanı aklî ve ahlâkî seciyelerden mahrum ederek hayvanlaştıran bir âmildir.” der.
Hz. Ali (r.a)’a sorarlar:
- Müslüman olmadan içki içtin mi?
- Hayır içmedim.
- Neden, herkes içiyordu sen niçin içmedin?
- Evet herkes içiyordu. Ama hepsini de hayasızlaştırıyordu. Onların bu halini görüp içmedim, diye cevap verir.
Alkol sınır tanımaz. Alkol alan niceleri yatalak ninelere, ağzı süt kokan bebelere saldırmıştır. Yani sapık işler yapmıştır. Çünkü alkol beyni uyuşturur, aklı baştan alır. İnsanın insanlığını unutturur.