AHLAK
– Müslüman her şeyden önce ahlaklı, hayalı ve arlı olacaktır. Çünkü ahlaklı, namuslu olmadan müslümanlık olmaz. Müslümanın birinci vasfı güzel ahlaktır.
Hz. Peygamber: “Hayâ hayır getirir.”, “Hayâ, imandandır.”, “Utanmıyorsan dilediğini yap.”buyurarak ahlâklı, hayalı olmak gerektiğini belirtmiştir.
İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez. Güzel ahlâkından başka nesi vardır?
– Müslüman her türlü kötü alışkanlıktan ve kötü ahlâktan uzak bir hayat yaşayacaktır. İslâm’da hem kötülük hem iman ve ibadet olmaz. İyiliklerin kötülükleri götürdüğü gibi, kötülükler de insanın iyiliklerini ve sevaplarını siler süpürür, götürür.
Kısaca müslümanın kaçınması gereken kötü huylar şunlardır:
– Yalancılık, sahtekârlık,
– Zülüm ve merhametsizlik,
– Hırs, tembellik, cimrilik,
– İhanet, hainlik,
– Tembellik, pısırıklık, tepkisizlik, korkaklık,
– İsyankârlık, inatçılık, geçimsizlik,
– Bencillik, bozgunculuk,
– Münafıklık, ikiyüzlülük,
– Yersiz kıskançlık,
– Hissizlik, duygusuzluk,
– Boş şeylerle uğraşmak, faydasız iş yapmak,
– Hayasız olmak,
– Kötü sözlü, kaba, kırıcı olmak,
– Öfkeli davranmak,
– Hafif meşrepli olmak,
– Yersiz şaka yapmak,
– İftira, gıybet etmek vb…
Bil ki sen, Allah’ın kullarına nasıl davranırsan Allah da sana öyle davranacak. Sen insanların hatalarını yüzüne vurma, kusurlarını gizle ki, Allah da kıyamet günü senin kusurlarını gizlesin. Kimseyi mahcup etme ki, Allah da seni mahcup etmesin. Sen affet ki, Allah da seni affetsin. Sen ihtiyaç gider ve yardım et ki, Allah da sana yardım etsin.
Sebe sûresinin 39. ayetinde şöyle buyrulur: “Siz hayıra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir.”
Peygamberimiz de: “Uhud Dağı kadar altın olsa, beni sevindirmez. Dünya varlığı çok olanlar, ahirette sevapları az olanlardır.” buyurmuştur.
Kur’an-da “Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Herkes yarına ne hazırladığına baksın.” (Haşr: 18) uyarısı vardır.
Müslüman, her türlü haramdan ve günahtan, kötü alışkanlıklardan; içkiden, kumardan, zinadan, hırsızlıktan ve sigara gibi şeylerden kaçınmalıdır.
– Müslüman doğruluğu asla elden bırakma-malıdır. Kendisinin ve yakınlarının aleyhine de olsa, doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamalıdır.
Hz. Peygamber: “Beni Hud Sûresi ihtiyarlattı.” demiş ve ardında da sûrede geçen “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ayetini okumuştur.
Doğruluk Kur’an-ın temel prensibidir. Tevbe sûre-sinde: “Doğrularla beraber ol” buyuruyor. (Ayet: 119)
Ahzab sûresinde de: “Doğru dürüst olan mü’min kadın ve erkekler için mağfiret ve büyük ecir hazırlandığı” bildirilmiştir. (Ayet: 35)
Bu konuda Peygamberimiz de şöyle bildirmiştir: “Doğruluk, iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru olunca derecesi, sıddıklar derecesine yükselir.” (R. Salihin: 1/85)
Yalan kişiyi kötülüğe götürür.
– Müslüman gösterişten uzak iş yapmalıdır. Çünkü riya insanın emeklerini boşa çıkarır. Peygamberimiz şöyle anlatır: “Kıyamet gününde aleyhinde ilk önce hesabı görülecek olanlar şunlardır: Şehid olmuş kimse huzura getirilir. Allah ona verdiği nimetlerini anlatır ve bunların karşılığı olarak sen ne yaptın? der.” O kul:
– Senin yolunda şehid oldum Rabbim, der. Allah:
– Yalan söylüyorsun, cesur desinler diye savaştın. Senin içinde öyle denilmiştir, der.
Sürüklenerek cehenneme atılır.
İkinci olarak ilim öğrenmiş ve öğretmiş, Kur’an okumuş getirilir. Ona da verilenler hatırlatılır ve ne yaptığı sorulur. O:
– İlim öğrendim, öğrettim. Senin rızan için Kur’an okudum, der. Ona da:
– Sen yalan söylüyorsun. Bilgili ve alim desinler diye sen bunları yaptın, denilir. Sürüklenerek cehenneme atılır.
Üçüncü olarak da Allah’ın kendisine bol bol nimetler verdiği zengin getirilir. Kendisine bunlar hatırlatılır ve bunlara karşı sen ne yaptın?denilir. O kul:
– Senin rızan için yardım yaptım, der. Ona:
– Yalan söylüyorsun “cömert desinler” diye yaptın ve sana da bu dendi, denilir. Sürüklene sürüklene cehenneme atılır. (Müslim: 6/152)
Bir şey Allah rızası için yapılmayacaksa hiçbir kıymeti olmaz.
Kötü huylar, insanı helâk eder. Kazandıklarını da alır götürür.
İyi huylar ise, kurtarıcı şeylerdir. Tam ihtiyaç duyduğu anda imdadına yetişir, sahibini sıkıntıdan, azaptan kurtarır.
Mevlana sakalları bembeyaz olmuş papaza der ki:
– Sen mi büyüksün, sakalın mı büyük? Papaz:
– Ben sakalımdan 20 yaş büyüğüm, cevabını verince, Mevlana:
– Yazık, çok yazık sakalın senden küçük olduğu halde o olgunlaşmış da sen halâ olgunlaşamamışsın, der.
Müslüman, olgunlaşması gerekirken olgunlaşmaz-sa, ona da yazık olacaktır. Hem de çok yazık olacaktır.
– Müslüman, gurur kibir adamı olamaz. “Gururlanma insanoğlu, ölmemeye çaren mi var?”denmiştir. Gurur, boşluğun, manasızlığın ve noksanlığın adıdır.
Allah gururlananlara şöyle diyor:
* “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen ağırlık ve azametinle ne yeri yarabilir ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin.” (İsra: 37)
Hz. Peygamber(SAV) demiştir ki:
* “Dünyada şöhret elbisesi giyene ahirette zillet elbisesi giydirilir. Gurur elbisesi giyenin Allah yüzüne bakmaz.” (Buhari Libas: 5) Düşünülürse, mal Allah’tan bize emanet. Bizden önce yaşamış, şimdi mezarda yatanlar bizden daha zengindi. Güzellik solan, yok olan bir şey. Nineler, dedeler: “Biz sizden daha güzeldik” diyor.
Hayatta hiçbir şey gururlanmaya, böbürlenmeye değmez. “Gururlanma senden büyük Allah var!”