AHİRET VAR MI?
Görülmeyen şeyleri, bazı akılsızlar, çabucak inkar edip, “yok” deyip işin içinden çıkıveriyorlar.
Ölüm sondur, ahiret yoktur, sorgu yok, hesap yok,ben ölünce cesedimi çöplüğe atıversinler, yıkamak, kefenlemek, cenaze namazı kılmak,mezara gömmek manasızdır.” diyorlar. Herşeyin bir karşılığı vardır.Bu dünyanın karşılığı da ahirettir. İnsanın yaptıklarının da bir karşılığı olacaktır.Yoksa herkes dilediğince yaşasın, yok olsun gitsin, hiçbir şey sorulmasın olur mu? O zaman ahlaklı olmanın, insanca yaşamanın, iyilik yapmanın ne anlamı olur?
-Ahiret için başta akıl var diyor.
Yoktan var eden, öleni diriltmez mi?
-Kitap, peygamber gönderen, emir ve yasaklar koyan, insana sormaz mı? İyileri cennete, kötüleri cehenneme koymaz mı?
Akşamdan yatıyoruz, sabah nasıl kalkıyoruz. Toprağa tohum atıyoruz,nasıl çıkıyor? İlk baharda her şey nasıl yeşeriyor?
Ölülerimiz gidip gelmiyor,olmasa gitmezler. Var ki, gidip kalıyorlar.
Ahiretin olmadığı, inanmayanların yalanı, yaptıkları bir hazırlık yok, ahiret olmasın istiyorlar.
Ölüler içinde kötüler içinde ahiret gereklidir. Ağaçlar ilk baharda nasıl uyanıyorsa, insanlarda öylece uyanacaklar.Herşeyin hesabını vereceklerdir.
İlkel insanlar bile ahirete inanmış, kabre yiyecek içecek koymuşlar, ölüyü kalkıp gidecekmiş gibi oturtmuşlar, cesetleri mumyalamışlardır.
Ölüm yok olmak değildir.İnkar edenleri Allah cezalandırmış, pompe şehrinde bozulmamış cesetler, firavunun üç bin yıllık çürümeyen cesedi ibret almamız için korunmuştur.
Allah: “Ey Firavun! Senden sonrakilere ibret olman için bugün senin bedenini cansız olarak saklayacağız.” (yunus:92) buyurmuştur.
Öyle beni çöplüğe atıversinlerle kimse kendini kurtaramaz. Kedi köpek ölüsü bile çöpe atılmaz. Sonra insana, hayvana yapılan muamele yapılmaz. İnsan yıkanır, kefenlenir, namazı kılınır, dualarla merasimlerle kabre konur, ardından da hayır yapılır.
Allah inkarcıları niye cezalandırıvermiyor’’ deniyor.
Dünya ceza yeri değildir.
Cenab-ı Allah Rahimdir.
Ne demek Rahim? Ahirette sadece inananları nimetlendiren demektir.
Cenab-ı Allah Rahmandır.Dünyada inansın inanmasın, kulluk yapsın yapmasın, iyi olsun olmasın herkesi rızıklandırır.
İbni Abbas’a (r.a.) sorarlar:
-Ruhlar cesetten ayrılınca nereye gidiyorlar?
Büyük sahabinin cevabı akıl sahiplerine düşünme sebebi olur.
-Lamba sönünce ışığı nereye gidiyorsa ceset ölünce ruhlarda oraya gidiyor.
Derler ki:
-Lamba sönünce ışık yok oluyor. Demek ki ceset ölünce ruhlarda yok oluyor.
İbni Abbas Hazretleri:
-Hayır, der, ruhlar yok olmuyor. Nitekim ışık da yok olmadığı gibi. Yok olduğunu sandığınız lambaya ateşi uzatın ışığın tekrar başladığını göreceksiniz. Demek ki ışıkta yok olmak yoktur. Ruhlarda da yok olmak olmadığı gibi…
Kendini akıllı bilen bir adam:
Ben sağlamcı biriyim.Gözümle görmediğim şeye inanmam,diye söylenip dururken yanındaki yaklaşıp ensesine bir tokat aşkeder.
Adam tokadın şiddetinden neye uğradığını anlayamaz , bağırmaya başlar:
- Bu ne insafsızca vuruş, acı beynime sıçradı. Tokadı atan itiraz eder:
- Hayır hiç de acıtmadı .Benim tokadım hiç acıtmaz.Şayet acıttığını iddia ediyorsan göster de görelim ne miktar acıdı ? Eni, boyu ne kadar acının? der.
Görmediğine inanmayacağını iddia eden adam acıyı gösteremediği için yediği tokat yanına kar kalır.
Sonra da acılı adamın önüne bir bardak çay getirip koydular.Adam baktı tabakta şeker yok.
Seslendi:
-Bu çay şekersiz, şeker getirin.
Cevap geldi:
-Şeker var çayda.
Sağa baktı, sola baktı; şekeri göremeyince itiraz etti:
-Ben şekeri göremiyorum. Dediler ki:
Şekeri gözle değil dille görebilirsin, çayı bir yudumla da gör, şeker var mı yok mu?
Adam gözleriyle baktığı çayın içinde şekeri göremediği halde diliyle yudumladığı çayın içinde şekerin var olduğunu anlayınca söylendi:
-Demek ki göz her şeyi görmezmiş, bazısını da dil görürmüş. Ankebut 20 de Allah’ın her şeyi ilk yarattığı gibi, ahirette de yaratacağı bildirilmiştir. “Ölen, toz toprak olan nasıl dirilecek?” denemez. Allah başta yoktan var etmiştir. İkinci yaratmak daha kolaydır. Ahiret, dünyanın devamıdır.
Hz.Ali’ye sormuşlar:
-Allah bu kadar insanı nasıl diriltip hesaba çekecek?
- “Nasıl rızıklandırıyorsa öyle’’demiş.
Allah için hiçbir şey güç değildir.
Allah şöyle bildirmiştir:
- “Her insanın boynuna ,işlediklerini dolarız, kıyamet günü açılmış bulacağı kitabı önüne çıkarırız.” (İsra:13)
- “O gün, aleyhlerinde kendi dilleri, kendi ayakları, onların neler yaptıklarına şahitlik edecek.”(Nur:24)
İnkarcıların ağzıyla Kur’an’da şöyle deniliyor:
- “Biz ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı biz mi diriltilip yaptığımız işlere göre cezalandırılacağız? (Saffet:53)
Bunlara cevap gene Kur’an’dan geliyor:
- “Biz ilk yaratmadan aciz mi kaldık? Hayır, onlar, yeniden yaratılmaktan şüphe ediyorlar.(Kaf:15)
-Yasin Suresi Ayet 78-79:
- (Yeniden yaratılıştan şüphe eden insan) kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek sundu da soruverdi:
Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?
(Ey Peygamber!)cevap ver:
Onları ilk defa yaratan diriltecek.O yaratmanın (çeşitleri ve inceliklerini) bilendir.”
- “İnsan, kemiklerini bir araya toplayamayız mı sanıyor. Biz onu parmak uçlarına varıncaya kadar bütün incelikleriyle yeniden yaratmaya kadiriz.”(Kıyamet:3-4) -Ahkaf Suresi Ayet 33:
“Gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmada hiçbir güçlük çekmeyen Allah’ın ölüleri tekrar diriltmeye kadir olduğunu görmüyorlar mı? Evet elbette O her şeye gücü yetendir.
-Rum Suresi Ayet 50:
“(Yeryüzünde)Allah’ın rahmetinin izlerine bir bak!Ölümünden sonra yeryüzüne nasıl hayat veriyor. O, ölüleri de böylece diriltecektir. O her şeye gücü yetendir.
-Kıyamet Suresi Ayet 37-40:
“İnsan dökülen meniden bir nutfe; sperma değil miydi? Sonra kan pıhtısı oldu (da Allah onu kan pıhtısından) yarattı ve ona şekil verdi. Ondan da iki çifti; erkeği ve dişiyi var etti.
Şimdi bunları yapan Alllah’ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?’’
- Sahabi Ebu Rezin anlatıyor.
Allah’ın Resulü’ne sordum:
- Ya Resulallah!Allah ölüleri nasıl diriltecek?
Şu cevabı verdi:
- (Ya Eba Rezin!) Sen hiç çorak iken geçtiğin bir vadiden yemyeşil olduktan sonra da geçtin mi?
- Evet,(geçtim ya Resulallah!) – İşte Yeniden diriliş de böyle olacak;Allah ölüleri bu şekilde diriltecektir. (Müsned:4/12)
- “Yeryüzünü dolaşın,Allah ilk nasıl yarattı ise ahireti de öyle yaratacaktır.” (Ankebut:20)
Kuran’da Cennet Cehennem „den şöyle bahsediliyor.
“Orada onların dilediği her şey bulunur.Ondan daha fazlası vardır.”(Kaf:35)
-„‘Kullarım için gözlerin görmediği ,kulakların işitmediği insanın hayalinden geçmeyen nimetler hazırladım.(K.H.K.sitte 14/227)
- “Güzel amel işleyenlere,daha güzel iyilik,birde ziyade vardır.’’(yunus:26)
- “Ey insanlar! yakacağı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve çoluk çocuğunuzu koruyun.” (Tahrim:6)
- “Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki….(Kehf:29)
Bir hadiste de;
- “Eğer cehennemliklerin içinde yüzdükleri irinden dün yaya bir kovacık dökülecek olsa, bütün yeryüzü halkına koku siner, hepsi pis kokardı.” İ.Canan (K.Sitte:247) buyrulmuştur.
Bir insanın hem cennette hem de cehennemde yeri vardır.Arayan belasını bulur,arayan da mevlasını bulur derler.
Rabbim bu dünyayı yatarmış, ahireti de yaratmış,inanmamızı ve oraya hazırlanmamızı istemiş.
İnanan,inandım diyen farklı olmalı,farklı yaşamalıdır. Neden? Çünkü insanın kime benzediği önemlidir.
Ölüm ötesine inanmayan hiçbir şey kazanmaz,eline hiçbir şey geçmez.
Hz.Ali’ ye “ahiret yok” demişler. O da: “ya varsa, o zaman ne kazanırsın? Demiş, ahiret yoksa benim ne kaybım olur? demiş.
Ölüm, geçiştir, sonsuz hayatın başlangıcıdır.
Dirisi camiye gelmeyenin ölüsü gelir. Dirisi örtünmeyenin bedenini kefenle örterler. Kendisi namaz kılmayanın cenaze namazını kılarlar. Bunlarda ona fayda vermez.
Dikkat edelim, önem verdiğimiz ve bir taraftan da ihmal ettiğimiz şeyler sakın bizi cehenneme götürmesin.
Ahirete inanmanın pek çok faydaları vardır:
Namuslu olan fayda görmeyecek, kötüde ceza görmeyecek dense,herkesin yaptığı yanına kar kalacak olsa,kim iyi olur, kim iyilik fedakarlık yapmak ister. Kim sadaka verip fakir fukarayı gözetir?…
Ahirete inanan;
-Sorumluluklarını yerine getirir.
-Ölüm korkusu çekmez.
-Yaptığının hesabını vereceği için ölçülü yaşar.
-Hak hukuk gözetir.
-Kötülük yapmaktan çekinir.
-Ahirete yatırım yapar.Sevap alacağı işler yapar.
-İnsanı iyilik yapmaya yöneltir. İnsanı diri tutar.
-Haksızlığa uğradığı zaman, elini pisliğe bulaştırmaz,intikam almaya kalkmaz, Allah’a havale eder.
-Ölümü hatırlayınca içi kararmaz, korkmaz.
-Bir idealin peşinde koşmayan, ahiret işi yapmaz.
Şair şöyle ifade eder:
Yüksek uçan gönül yorulur bir gün,
Mizan terazisi kurulur bir gün,
Herkesin ettiği sorulur bir gün ,
Döner mi Ya Rabbi dil yavaş yavaş!’’