ABDEST
Abdest, yüce Allah‘ın emirlerini yerine getirmek için huzuruna çıkmaya hazırlıktır. Namaz için, Kur‘an-ı okumak için, tavaf için hazırlıktır.
Abdest, bazı organların yıkanması gibi sadece dış temizlikten ibaret değildir, maddi ve manevi kirlerden arınmadır. İnsan genellikle günahları, abdest alırken yıkanan organları ile işler. Abdest alan hem bu organları yıkar hem de o organlarla ilgili dua eder. Maddi manevi temizlikten sonra namaz için Cenab-ı Allah‘ın huzuruna çıkar, Allah‘la konuşmak için Kur‘an-ı Kerimi önüne alır, temizlenmiş olarak Allah‘ın evi mesabesinde olan Camiye girer ve Kâbe‘yi tavaf eder.
Not: İçerden kalp, manevi kirlerden arınmadan melekler o kimsenin etrafında eğleşmez. Allah da o kalbe girmez. İairin dediği gibi
―Padişah konmaz saraya hane mâmur olmadan.‖
Beden maddi kirlerden temizlenmeden namaz kabul olmadığı gibi ruhta temizlenmeden manevi şeyler olmaz.
Yunus şöyle diyor:
―Tanla durup başın kaldır, ellerini suya daldır.‖
Hem şeytanın boynunu vur, hem nefis dahi ölse gerek.‖
Abdest nurlanma demektir. Arınma demektir. Bunu için abdest ten sonra kul ancak Rabbına yaklaşır. Cenab-ı Allah Kur‘an‘da şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Namaz için kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başınızı mesh edip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayınız. Eğer cünüp olduysanız, boy abdesti alın. Hasta yahud yolculuk halinde bulunursanız veya ihtiyaç giderdikten sonra veya kadınlara dokunduysanız ve bu hallerde su bulamazsanız, temiz toprakla teyemmüm edin. Yüzünüzü ve dirseklerinize kadar ellerinizi mesh edin.‖ (Maide:6)
Ayette geçen abdest, gusül ve teyemmüm ibadetler için gereklidir. Su bulunamadıysa veya özür varsa, teyemmüm, hem abdest, hem de gusül yerine geçeceği bildirilmiştir.
Nisa süresinin 43. ayetinde de ―abdestsiz namaza yaklaşmayın‖ buyrulmuştur.
Görülüyor ki abdest ibadetler için ön şarttır.